“`html
İstanbul’da İslami Ekonomi Zirvesi Başladı
AlBaraka İslam Ekonomisi Forumu tarafından düzenlenen “2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi”, “Türkiye AlBaraka Zirveleri” çerçevesinde İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğü’nde kapılarını açtı.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi, Türkiye Varlık Fonu (TVF), İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF), İbn Haldun Üniversitesi ve İstanbul Finans Merkezi (İFM) ile AlBaraka Grubu’nun işbirliğiyle gerçekleştirilen zirve, bu yıl “Etkili Bir Küresel Ekonomi Yiğidi için İslami Ekonomi Stratejileri” temasıyla düzenlenmektedir.
Zirvenin açılışında söz alan Fatih Karahan, Türkiye’deki finansal sistemin derinleşmesinin sürdürülebilir büyümeyi sağlayan önemli unsurlardan biri olduğunu vurgulayarak, farklı toplumsal kesimlerin finansal sisteme entegrasyonunun sağlanması ve birikimlerin faydalı yatırımlara dönüştürülmesi için finansal araçların çeşitlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Karahan, “Bu çerçevede katılım finansının, finansal ürün ve hizmet çeşitliliğini artırarak piyasalara yaptığı katkıyı oldukça kıymetli buluyoruz.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Son on yılda Türkiye’deki katılım finans sektörünün hızlı bir ivme kazandığını dile getiren Karahan, sektördeki büyümenin önemli göstergelerini aktardı: “Katılım finansın bankacılık sektöründeki payı yüzde 5,3’ten yüzde 8,3’e yükseldi. Sektör, yeni girişler sayesinde büyümeye devam ediyor ve bu durum katılım finans alanına olan talebin arttığını göstermektedir. Yeni kurulan kuruluşlar, rekabet koşullarının iyileşmesine de katkı sağlıyor.” diye ifade etti.
“Katılım finans, yastık altı tasarrufları ekonomiye kazandırıyor”
TCMB Başkanı Karahan, katılım finansın KOBİ’ler üzerindeki finansman imkanlarını artırdığına dikkat çekerek, sektörde ticari finansmanın bankacılık gücünü artırdığını belirtti.
Katılım finans sektörünün altın hesapları gibi araçlarla sunduğu çeşitlilik sayesinde, finansal sistemin dışındaki kesimlere ulaşabileceğini ifade eden Karahan, “Bu sayede yastık altındaki tasarrufların ekonomiye kazandırılması da sağlanmaktadır.” dedi.
“Makro ihtiyati düzenlemelerde katılım finansı göz önünde bulunduruluyor”
Fatih Karahan, dünya genelinde para politikası araçlarının çeşitlendiği ve makro ihtiyati senaryoların daha yaygın hale geldiğini ifade ederek, TCMB olarak likidite araçlarının ve makro ihtiyati çerçevenin sürekli güncellendiğini aktardı.
Şöyle devam etti: “Katılım finansın iş modelindeki farklılıkları dikkate alarak gerekli farklılaştırmaları yapmayı ve alternatif araçları devreye almayı amaçlıyoruz. Geleneksel likidite yönetiminin, katılım finansın prensipleriyle örtüşmediğinde, sektörün verimli bir şekilde faaliyet göstermesini kısıtlayabilir.” diye belirtti.
Karahan, katılım finans kuruluşlarının likiditeye erişimi konusunda belirlenen koşulların eşitlenmesi gerektiğini ve bu yönde çeşitli düzenlemeleri bulunduğunu aktardı.
Bu bağlamda, açık piyasa işlemleri aracılığıyla katılım finans kuruluşlarının diğer bankalarla eşit koşullarda işlem yapabilmesini sağlamak için gerekli adımları attıklarını vurguladı.
“Katılım finansa özel ihtiyaçları dikkate alıyoruz”
TCMB Başkanı Karahan, katılım finans sektörüne yönelik yeni alternatif araçların geliştirilmesi üzerine de bilgiler paylaşarak, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Son zamanlarda döviz cinsi ters swap işlemlerini durdurmayı planladık. Ancak, ileride bu tür sterilizasyon işlemlerine ihtiyaç duyulursa kullanabileceğimiz bir seçenek olarak tutmayı planlıyoruz. Katılım finans ilkeleriyle uyumlu araçlarla sektörün sterlizasyon işlemlerini gerçekleştirmekte kararlıyız.” dedi.
Karahan, bu tür çalışmaların sonucunun, katılım finans kuruluşlarının likidite koşullarında geleneksellikle uyum sağlamasında önemli etken olduğunu belirtti.
“Türkiye’de katılım finansın büyüme potansiyeli yüksek”
Fatih Karahan, katılım finans sektörünün yalnızca Türkiye’de değil, dünya çapında hızlı bir büyüme göstermekte olduğunu ve bu bağlamda şu dataları paylaştı:
“Küresel İslami finans varlıkları 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 3,9 trilyon dolara ulaşacak. Sektör son 10 yılda ortalama yüzde 8,4 büyüme gösterdi. Türkiye, küresel İslami bankacılık varlıklarında yüzde 3’lük bir paya sahipken, kamu ve özel sektör sukuk ihraç oranları sırasıyla yüzde 4,1 ve yüzde 22,5’tir.”
Karahan, Türkiye’de katılım finans sektörünün umut vadeden bir potansiyel barındırdığını ve bu büyümenin devamlılığı için piyasa derinliğinin artırılmasının önemine dikkat çekti. “Yüksek kaliteli likit varlık eksiği, dünya genelinde sektörün karşılaştığı başlıca zorluklardan biridir.” diye ekledi.
Karahan, ikincil piyasa derinliğini artırmak ve düzenli sukuk ihraçları konusunda sektörün ürün çeşitliliğine ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, Uluslararası İslami Likidite Yönetimi Kuruluşu (IILM) iş birliğinde gerçekleştirilen sukuk işlemlerinin önemine vurgu yaptı.
“Türkiye’nin ESG odaklı ihraçlarında katılım finans önemli rol oynayacak”
TCMB Başkanı Karahan, çevresel ve sürdürülebilirliğe verilen önemin katılım finans açısından yaşamsal olduğunu belirterek, “Gelişen ülkelerde yeşil dönüşüm için finansman ihtiyacı bu alandaki büyümenin devam edeceğini gösteriyor.” ifadesini kullandı. “Katılım finans sektörü, küresel ESG trendlerine entegre olma potansiyeline sahip ve bu alanda önemli bir büyüme fırsatı sunuyor. Türkiye’nin ESG temalı sukuk ihracatlarında katılım finansın etkin rol oynamasını bekliyoruz.” şeklinde sözlerini tamamladı.
“`