“`html
İlkbahar Don Felaketi Çiftçileri Olumsuz Etkiliyor
İlkbaharın gelişiyle birlikte ısınması beklenen havalar, ülke genelinde yaşanan iri don olaylarıyla birlikte hayal kırıklığına sebep oldu. Ceviz, fındık ve elma gibi donmayan ağaçlar, birçok meyve ve sebzenin donarak dalında yok olmasına neden oldu.
Ticaret Bakanlığı, tarımsal fiyat artışlarını yakından incelemeye başladı. Tarım Bakanlığı, gıda arzında bir tehdit olmadığını ifade etse de, muhalefet partileri bu duruma katılmamaktadır. İktidar, yaşananları “100 yılın zirai don felaketi” olarak tanımlarken, muhalefet, gerekli önlemlerin alınmadığını savunuyor.
Yeni Yol Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında zirai don olayları ve Uyuşturucuyla Mücadele Günü ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Ekmen, yaşananlar hakkında şu yorumları yaptı:
“Bu yılın ilk zirai don olayları, 24 Şubat tarihinde Mersin, Antalya ve Adana illerinde gerçekleşti. 24 Şubat’tan bu yana 121 gün geçti. Hükümet, herhangi bir mali sorunla karşılaştığında olağanüstü kurulları toplayarak, piyasalara fon sağlayan ve döviz kurlarının yükselmesi ile borsanın düşmesini engellemeye çalışan bir yaklaşım sergiliyor. Ancak, 100 yılın zirai don felaketinin ardından 121 gün geçmesine rağmen gerekli adımları atmamıştır. Meclisimizde bir Zirai Don Felaketi Araştırma Komisyonu kurulmuş durumda. Yalnızca uzun vadeli yapısal tedbirlere odaklanan bu komisyon, mevcut yıl için yapılacak tespit ve ödemeleri kapsamamaktadır. Çiftçiler sadece devlet destek taleplerinde bulunuyor.”
Ekmen, çiftçilerin beklentilerine de değindi: “Çiftçimizin istediği oldukça basit: ‘Tarlam belli, kaydım var. Ekilen ürün ve zarar bilgilerim elimde. Zararlarımın karşılanmasını istiyorum’ şeklinde talepler ediyorlar.”
“AK PARTİLİ SİYASETÇİLERİ VE TARIM BAKANLIĞI YETKİLİLERİNİ HAREKETE GEÇMEYE DAVET EDİYORUM”
Peki, bu talepler üzerine ne gibi adımlar atıldı? Hiçbiri. 121 gün sonra Tarım Bakanlığı, yalnızca rutin ödemeler hakkında bilgi paylaşımı ile yetinmektedir. 24 Şubat’taki zirai don olayının ardından Çiftçilerin zararlarının tazmin edilmesini bekliyordum. Örneğin, kayıtlı bir çiftçinin 100 lira zarar gördüğüne dair kayıt varsa, devletin 50 lirasını hemen ödemesi gerekirdi. Ancak, 15 gün geçmesine rağmen henüz bir hareket olmadı. 7 Mart’ta, bu konularla ilgili 8 sorudan oluşan bir önerge verdim. Bu önerge çerçevesinde Bakanlığa sorular yönelttim: Mersin’de yaşanan don olayının tespitleri nedir? Ödemeler hangi aşamadadır? Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine borç ertelemeleri yapıldı mı? Bu bölgeyi doğal afet alanı olarak ilan etmeyi düşünüyor musunuz? Ve gelecekteki iklim risklerine karşı almayı planladığınız yapısal önlemler nelerdir?
Tarım Bakanlığı, bu sorulara 10 Haziran’da yanıt verdi. Cevap metni meclis web sitesinde yer almakta. Ancak yanıtların büyük kısmı TARSİM uygulamasını anlatmaktan ibaret. Mersin’de TARSİM ödemelerinin henüz tam olarak yapılmadığını ve sigortasız çiftçilerin de var olduğunu biliyoruz. Çiftçilerin, tarım kredisi, gübre ve tohum borçları da birikmiş durumda. Sadece TARSİM ödemelerine güvenmek yeterli değil, bu durumu yetkililere buradan tekrar hatırlatıyorum.”
“DEVLETİMİZ, UYUŞTURUCU GİRİŞİNİ ENGELLEMELİ”
Mersin Cezaevi’nde yatanların %30’undan fazlasının uyuşturucu madde ile ilgili suçlardan tutuklu olduğunu söylemek üzücü bir gerçektir. Uyuşturucu ticaretiyle mücadele etmenin tek çaresi, yalnızca bireysel yaklaşımlar değildir. Mersin Limanı, maalesef uyuşturucu nakli açısından önemli bir merkez haline gelmiştir. Devletimizin bu durumu kontrol altına alması elzemdir. Önceden Türkiye, uyuşturucu için bir transit ülke olma özelliği taşırken günümüzde yüksek oranda bir pazar durumuna gelmiştir.
“ÖZELLİKLE UYUŞTURUCUYA MARUZ KALMIŞ ÇOCUKLARIMIZI KORUMALIYIZ”
Ayrıca, uyuşturucu bağımlılığına yakalanmış çocuklarımızın durumu da kaygı vericidir. Mersin’deki AMATEM’in kapasitesi yetersiz kalıyor. Uyuşturucu ile Mücadele Eden Aileler Derneği Başkanı’nın da dile getirdiği gibi, Mersin’de bir yaşam köyüne ihtiyaç bulunuyor. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bu konudaki hassasiyeti ve hazırlık çalışmaları takdire şayandır. Bu tür bir yapının bir an önce oluşturulması, bağımlılıkla mücadelede önemli bir adım olacaktır. Ailelerle yaptığımız görüşmelerde, mevcut tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığını sıklıkla duyuyoruz.”
Mersin’de geçtiğimiz günlerde başlatılan imza kampanyasına destek verilmesi çağrısında bulunuyoruz. Mersin’deki tüm vatandaşları bu kampanyaya katılmaya davet ediyoruz. Aynı gün içinde, Saadet Partisi İl Başkanlığı tarafından düzenlenen çalıştayda uzmanlar ve aileler konuyu detaylı bir şekilde tartışacak.
“`